Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

“Türkiye, nükleer teknolojide ihracatçı olabilir”

Dünya 12.06.2023 - 18:35, Güncelleme: 12.06.2023 - 18:35 6384+ kez okundu.
 

“Türkiye, nükleer teknolojide ihracatçı olabilir”

Nükleer Sanayi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alikaan Çiftçi: “Türkiye, nükleer teknolojide ihracatçı olabilir”

“Türkiye, Akkuyu NGS projesini hayata geçirerek ‘nükleer kulüpte varım’ dedi” Mersin’in Gülnar ilçesinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS), Türk ekonomisinin en gözde projelerinden biri. Sahaya ilk parti nükleer yakıtın getirilmesiyle “nükleer tesis” statüsüne kavuşan santral, ülkenin 68 yıllık hayalinin Türk-Rus iş birliği ile gerçekleştirilmesinin de önemli simgelerden biri. Proje, inşaat sürecinde yarattığı istihdam ve ekonomik katkılarla dikkat çekiyor. Nükleer santral inşaatında ve ekipman üretiminde deneyim fırsatı yakalayan Türk iş dünyası ise gözünü Türkiye’de ve dünyada yapılacak yeni santral projelerine çevirmiş durumda. Nükleer Sanayi Derneği (NIATR) Yönetim Kurulu Başkanı Alikaan Çiftçi, Türk şirketlerinin ülkenin ilk nükleer santralinin tedarik zincirinde yer alarak, büyük bir tecrübe kazandıklarını kaydederek, “Bu proje doğrudan ve dolaylı olarak, istihdam, ekonomide verimlilik, nükleer sektör deneyimi açısından önemli bir adım oldu. Nükleer altyapımızı geliştirerek, uluslararası tedarik zincirinde ihracatçı durumuna gelebiliriz. Şimdiden başlattığımız uluslararası iş birliklerimizi bu alanda da global ölçeğe taşıyabiliriz” dedi. Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği (MÜSİAD) Enerji ve Çevre Sektörü Kurulu Başkanı Altuğ Karataş da, Akkuyu NGS sayesinde Türkiye’nin müthiş bir öğrenme sürecini deneyimlediğini ve nükleer santralin sağladığı istihdamın, tedarik zincirinin muazzam bir ekonomik etkisi olduğunu belirtti. Karataş, Akkuyu NGS’nin dünyanın en büyük inşaat sahalarından biri olduğuna dikkati çekerek, “İnşaatında 25 binden fazla Türk vatandaşının çalıştığı, yaklaşık 400 şirketin tedarik zincirinde yer aldığı büyük bir ekonomik projeden bahsediyoruz” diye konuştu. Kar getiren bir proje Büyük proje yatırımlarının istikrar aradığını kaydeden Altuğ Karataş, projenin ülke ekonomisine katkısını şöyle anlattı: “Türkiye’ye tek seferde yapılmış 20 milyar dolarlık bir Rus yatırımından bahsediyoruz. Bu kolay alınabilecek bir karar değildi. Türkiye’nin nükleer hikayesi 1956 yılında başladı. Akkuyu NGS’nin yer lisansı 1976’da alındı. Ne hikmetse defalarca girişimde bulunulsa da bu projenin hikayesi hep başarısızlık üzerine gelişmiş. Türkiye'nin son 10 yılda karşı karşıya kaldığı bir dizi zorluğa rağmen, bu karar güçlü bir iradeyle alındı. Dünyadaki ilk defa ‘Yap-Sahip Ol- İşlet’ modeliyle yapılan bir nükleer santral bu. Bu açıdan da dünyaya örnek bir santral. Anlaşmaya göre 15 yıl boyunca ilk iki güç ünitesinden elde edilen elektriğin yüzde 70’i 12.35 cent’ten alınacak. Bu anlaşma ile belirlenen fiyat Türkiye’deki güncel elektrik fiyatlarından daha düşüktür. Diğer iki güç ünitesinde ise yine yüzde 30’unun 12.35 cent’ten alınmasına dair bir anlaşma var. Geriye kalan enerji miktarı ise serbest piyasada satılacak.  15. yıl bittiği zaman da Türkiye Cumhuriyeti burada net elde edilmiş karın yüzde 20’sini de alacak. Yani bu yatırımın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kazandıracağı ekonomik boyutu çok önemli. Bu yatırımla 400’ün üstünde firmanın bu projede çalıştığını, santralde kullanılacak çok sayıda ekipmanın yerli firmalar tarafından üretildiğini, Türk firmalarının bu konuda ciddi bir tecrübe kazandığını da söylemeliyim. Projedeki yerelleştirme hedefi, yatırım bedelinin ortalama yüzde 40’ı. Yani Türk firmaları projeden yaklaşık 6,5 milyar dolar kazanabilecek.” Dünyaya Akkuyu NGS ile “biz de varız” dedik Türkiye’nin Akkuyu projesi ile dünyaya niyetini duyurduğunu ifade eden Altuğ Karataş, “Her şeyin başlangıcının olması lazım. Siz nükleer güce sahip olmadan, ülkenizde herhangi bir nükleer tesis kurulmadan, bunun işletmesinin içinde olmadan, böyle bir teknolojiyi elde edeceğiz diyemezsiniz. İşe sadece enerji açısından da bakmayalım. Bu işin tıbbı var, sanayi tarafı var, teknoloji tarafı var. Türkiye’nin amacı, birinci nükleer santralinin ardından gelecek yeni projelerle bu teknolojiyi dünyaya ihraç etmek. Türkiye, Akkuyu NGS projesini hayata geçirerek ‘nükleer kulüpte varım’ dedi” diye konuştu. Nükleer sektör tecrübesi kazanıyoruz Akkuyu NGS’nin Türk nükleer sanayinin gelişmesi önemli bir aşama olduğunun altını çizen NIATR Başkanı Alikaan Çiftçi, bu sektörden Türk iş dünyası olarak alacakları payın artacağını söyledi. Çiftçi şunları kaydetti: “Biz sanayi altyapısı olarak değerlendirdiğimizde; daha nitelikli yüksek teknoloji ürünlerin üretimiyle alakalı şimdiden çalışmalara başladık. Sanayimiz günden güne bu alanda daha fazla tecrübe kazanıyor. Santralde faaliyet gösteren firmalarımızın sayısı hızla artıyor. Yerlileşme potansiyeli olarak 6,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Nükleer santral projesini değerlendirdiğimiz zaman 550 bin komponentten bahsediyoruz. Bunların bir anda yerlileşmesi tabii ki mümkün değil. Ancak zaman içerisinde nükleer enerjiyle ilgilenen ve sektöre yön verecek olan önemli firmalarımızın da katkılarıyla, nükleer endüstriden alacağımız payın günden güne daha da artacağını öngörüyoruz ve bu doğrultuda çalışmalar yürütüyoruz.” İleri nesil ürünleri geliştirmemizi destekleyecek Çiftçi, Akkuyu NGS ile başlayan süreçte firmaların uluslararası iş birlikleri sayesinde endüstrinin gelişmesine de katkı sağlayacağını ifade ederek, önümüzdeki dönemdeki hedeflerini şöyle aktardı: “Daha ileri zamanlarda farklı ürünlerin, servislerin veya projelerin de altyapısını oluşturabilir durumda olacağız. Örneğin tarım, tıp, uzay endüstrisi gibi alanlarda da faaliyet gösterebiliriz. Burada yerlileşmeyi mümkün olduğu ölçüde fazla ve hızla tamamlamalıyız. Önceliklerimizi belirleyerek, yeni yatırımlarla 10 yıl içerisinde SMR dediğimiz küçük modüler reaktörler gibi yeni projeler üstlenebiliriz. Nükleer alt yapımızı geliştirerek, uluslararası tedarik zincirinde ihracatçı durumuna gelebiliriz. Şimdiden başlattığımız uluslararası iş birliklerimizi global ölçeğe taşıyabiliriz. Bu potansiyele sahibiz. Bu bilgi birikim ve tecrübelerimizi nükleer enerji gibi katma değeri yüksek alanlarda ve sanayide kullanıp bunu önümüzdeki kısa, orta ve uzun vadede ileri nesil sistemlere ve sanayi alanlarına taşımayı hedefleyeceğiz.”
Nükleer Sanayi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alikaan Çiftçi: “Türkiye, nükleer teknolojide ihracatçı olabilir”

Türkiye, Akkuyu NGS projesini hayata geçirerek ‘nükleer kulüpte varım’ dedi”

Mersin’in Gülnar ilçesinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS), Türk ekonomisinin en gözde projelerinden biri. Sahaya ilk parti nükleer yakıtın getirilmesiyle “nükleer tesis” statüsüne kavuşan santral, ülkenin 68 yıllık hayalinin Türk-Rus iş birliği ile gerçekleştirilmesinin de önemli simgelerden biri. Proje, inşaat sürecinde yarattığı istihdam ve ekonomik katkılarla dikkat çekiyor. Nükleer santral inşaatında ve ekipman üretiminde deneyim fırsatı yakalayan Türk iş dünyası ise gözünü Türkiye’de ve dünyada yapılacak yeni santral projelerine çevirmiş durumda.

Nükleer Sanayi Derneği (NIATR) Yönetim Kurulu Başkanı Alikaan Çiftçi, Türk şirketlerinin ülkenin ilk nükleer santralinin tedarik zincirinde yer alarak, büyük bir tecrübe kazandıklarını kaydederek, “Bu proje doğrudan ve dolaylı olarak, istihdam, ekonomide verimlilik, nükleer sektör deneyimi açısından önemli bir adım oldu. Nükleer altyapımızı geliştirerek, uluslararası tedarik zincirinde ihracatçı durumuna gelebiliriz. Şimdiden başlattığımız uluslararası iş birliklerimizi bu alanda da global ölçeğe taşıyabiliriz” dedi.

Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği (MÜSİAD) Enerji ve Çevre Sektörü Kurulu Başkanı Altuğ Karataş da, Akkuyu NGS sayesinde Türkiye’nin müthiş bir öğrenme sürecini deneyimlediğini ve nükleer santralin sağladığı istihdamın, tedarik zincirinin muazzam bir ekonomik etkisi olduğunu belirtti. Karataş, Akkuyu NGS’nin dünyanın en büyük inşaat sahalarından biri olduğuna dikkati çekerek, “İnşaatında 25 binden fazla Türk vatandaşının çalıştığı, yaklaşık 400 şirketin tedarik zincirinde yer aldığı büyük bir ekonomik projeden bahsediyoruz” diye konuştu.

Kar getiren bir proje

Büyük proje yatırımlarının istikrar aradığını kaydeden Altuğ Karataş, projenin ülke ekonomisine katkısını şöyle anlattı: “Türkiye’ye tek seferde yapılmış 20 milyar dolarlık bir Rus yatırımından bahsediyoruz. Bu kolay alınabilecek bir karar değildi. Türkiye’nin nükleer hikayesi 1956 yılında başladı. Akkuyu NGS’nin yer lisansı 1976’da alındı. Ne hikmetse defalarca girişimde bulunulsa da bu projenin hikayesi hep başarısızlık üzerine gelişmiş. Türkiye'nin son 10 yılda karşı karşıya kaldığı bir dizi zorluğa rağmen, bu karar güçlü bir iradeyle alındı. Dünyadaki ilk defa ‘Yap-Sahip Ol- İşlet’ modeliyle yapılan bir nükleer santral bu. Bu açıdan da dünyaya örnek bir santral. Anlaşmaya göre 15 yıl boyunca ilk iki güç ünitesinden elde edilen elektriğin yüzde 70’i 12.35 cent’ten alınacak. Bu anlaşma ile belirlenen fiyat Türkiye’deki güncel elektrik fiyatlarından daha düşüktür. Diğer iki güç ünitesinde ise yine yüzde 30’unun 12.35 cent’ten alınmasına dair bir anlaşma var. Geriye kalan enerji miktarı ise serbest piyasada satılacak.  15. yıl bittiği zaman da Türkiye Cumhuriyeti burada net elde edilmiş karın yüzde 20’sini de alacak. Yani bu yatırımın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kazandıracağı ekonomik boyutu çok önemli. Bu yatırımla 400’ün üstünde firmanın bu projede çalıştığını, santralde kullanılacak çok sayıda ekipmanın yerli firmalar tarafından üretildiğini, Türk firmalarının bu konuda ciddi bir tecrübe kazandığını da söylemeliyim. Projedeki yerelleştirme hedefi, yatırım bedelinin ortalama yüzde 40’ı. Yani Türk firmaları projeden yaklaşık 6,5 milyar dolar kazanabilecek.”

Dünyaya Akkuyu NGS ile “biz de varız” dedik

Türkiye’nin Akkuyu projesi ile dünyaya niyetini duyurduğunu ifade eden Altuğ Karataş, “Her şeyin başlangıcının olması lazım. Siz nükleer güce sahip olmadan, ülkenizde herhangi bir nükleer tesis kurulmadan, bunun işletmesinin içinde olmadan, böyle bir teknolojiyi elde edeceğiz diyemezsiniz. İşe sadece enerji açısından da bakmayalım. Bu işin tıbbı var, sanayi tarafı var, teknoloji tarafı var. Türkiye’nin amacı, birinci nükleer santralinin ardından gelecek yeni projelerle bu teknolojiyi dünyaya ihraç etmek. Türkiye, Akkuyu NGS projesini hayata geçirerek ‘nükleer kulüpte varım’ dedi” diye konuştu.

Nükleer sektör tecrübesi kazanıyoruz

Akkuyu NGS’nin Türk nükleer sanayinin gelişmesi önemli bir aşama olduğunun altını çizen NIATR Başkanı Alikaan Çiftçi, bu sektörden Türk iş dünyası olarak alacakları payın artacağını söyledi. Çiftçi şunları kaydetti: “Biz sanayi altyapısı olarak değerlendirdiğimizde; daha nitelikli yüksek teknoloji ürünlerin üretimiyle alakalı şimdiden çalışmalara başladık. Sanayimiz günden güne bu alanda daha fazla tecrübe kazanıyor. Santralde faaliyet gösteren firmalarımızın sayısı hızla artıyor. Yerlileşme potansiyeli olarak 6,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Nükleer santral projesini değerlendirdiğimiz zaman 550 bin komponentten bahsediyoruz. Bunların bir anda yerlileşmesi tabii ki mümkün değil. Ancak zaman içerisinde nükleer enerjiyle ilgilenen ve sektöre yön verecek olan önemli firmalarımızın da katkılarıyla, nükleer endüstriden alacağımız payın günden güne daha da artacağını öngörüyoruz ve bu doğrultuda çalışmalar yürütüyoruz.”

İleri nesil ürünleri geliştirmemizi destekleyecek

Çiftçi, Akkuyu NGS ile başlayan süreçte firmaların uluslararası iş birlikleri sayesinde endüstrinin gelişmesine de katkı sağlayacağını ifade ederek, önümüzdeki dönemdeki hedeflerini şöyle aktardı: “Daha ileri zamanlarda farklı ürünlerin, servislerin veya projelerin de altyapısını oluşturabilir durumda olacağız. Örneğin tarım, tıp, uzay endüstrisi gibi alanlarda da faaliyet gösterebiliriz. Burada yerlileşmeyi mümkün olduğu ölçüde fazla ve hızla tamamlamalıyız. Önceliklerimizi belirleyerek, yeni yatırımlarla 10 yıl içerisinde SMR dediğimiz küçük modüler reaktörler gibi yeni projeler üstlenebiliriz. Nükleer alt yapımızı geliştirerek, uluslararası tedarik zincirinde ihracatçı durumuna gelebiliriz. Şimdiden başlattığımız uluslararası iş birliklerimizi global ölçeğe taşıyabiliriz. Bu potansiyele sahibiz. Bu bilgi birikim ve tecrübelerimizi nükleer enerji gibi katma değeri yüksek alanlarda ve sanayide kullanıp bunu önümüzdeki kısa, orta ve uzun vadede ileri nesil sistemlere ve sanayi alanlarına taşımayı hedefleyeceğiz.”

Mersin HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gulnarcity.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.